Üçe ayırmıstı yazar sevgileri..
Eger türü sevgi.. Seni severim, "eger" bana Ferrari alırsan ..
Çünkü türü sevgi.. Seni seviyorum.. "Çünkü" Ferrarin var.."
Çünkü türü sevginin daha iyi oldugunu anlatmıstı yazar.. "Eger türü gibi sartta baglı degildir. Sahip oldugu seyler yüzünden insanin sevilmesidir. Güzel diye.. Yakısıklı diye.. Sanatçı, zengin diye .. Ünlü diye sevilmek insanın hatta hosuna gider.." demisti... Ama onu da elinin tersi ile bir kenara itmisti .Çünkü bu tür sevgi büyük bir stres yasatırdı.. "Ben bunlara sahibim diye seviliyorum . Kaybettigim gün beni sevenler de kaybolur etrafımdan" korkusu getirirdi. Eninde sonunda da, eger türü sevgi ile ayni kapıya çıkardı.. Sevilen siz degildiniz.. Sahip oldugunuz ve kaybedebileceginiz seylerdi. Peki neydi, gerçek sevgi?.. Asıl sevgi.. Kutsal sevgi.. En güzel sevgi..
* * "Üçüncü tür sevgi benim 'Ragmen' diye adlandırdıgım türdür" diyor yazar. Bir kosula baglı olmadıgı için ve karsılıgında birsey beklenmedigi için "Eger" türü sevgiden farklı bu... Sevilen kisinin çekici bir niteligine dayanıp,böyle bir seyin varlıgını esas olarak almadıgı için "Çünkü" türü sevgi de degil. Bu üçüncü tür sevgide, insan "Birsey oldugu için" degil, "Birsey olmasına ragmen" sevilir. Güzellige bakar mısınız?.. Ragmen sevgi.. Esmeralda, Qusimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına "ragmen" sever. Asil, yakısıklı, zengin delikanlıda Esmeralda'ya çingene olmasına "ragmen" tapar!.. "Kisi dünyanin en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara 'ragmen' sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karsılasmasi sarti ile.." Burada insanın, iyi, çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilligine, kötü huylarına ya da kötü geçmisine "ragmen" oldugu gibi, o haliyle sevilebiliyor . Bütünüyle çok degersiz biri gibi görünebiliyor ama en degerli gibi sevilebiliyor. Yazar "Yüreklerin en çok susadıgı sevgi budur"diyor. "Farkında olsanız da, olmasanız da, bu tür sevgi sizin için yiyecek , içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, basarı ya da ünden daha önemlidir." Bunun böyle oldugundan nasıl emin ?.. Haklı oldugunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor.. "Su soruma cevap verin" diyor. "Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadıgını ve hiç kimsenin sizi sevmedigini düsünseydiniz, yiyecek,elbise, ev, aile, zenginlik, basarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz?..Kendi kendinize 'Yasamamin ne yararı var' diye sormaz miydiniz?.." Devam ediyor yazar.. "Su anda en sevdiginiz kisinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdigini anladıgınızı bir düsünün.. Dünya birden bire basınızın üstüne çökmez miydi?. O an yasam size anlamsız gelmez miydi?." "Diyelim sıradan bir yasamınız var.. Günlük yasıyorsunuz. Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacagınızdan umudunuz olmasa, kalan hayatınızı nasıl yasardınız?.." diye soruyor ve yanıtlıyor: "Böyleleri ya iyice umutsuzluga kapılıp intihar ediyorlar ya da iyice dagıtıp yasayan ölü haline geliyorlar." Toyotome, hem de nasil iddiali savunuyor "Ragmen"sevgiyi.. "Bugün yasamınızı sürdürebilmenizin nedeni 'Ragmen' türü sevgiyi su anda yasamanız ya da birgün bu sevgiyi bulacagınıza inancınızdır." Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome.. "Bugün yasadıgımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var.. Kimse de baskasına verecek fazlası yok" diye açıklıyor .. Anlatıyor.. "Yakınımızda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz . Ama da o da aynı seyi baskasından beklemektedir."
................ Peki bu dünyada sevgi ne kadar var?.. ............... "Dünyadaki en büyük kıtlık, 'ragmen' türü sevginin yeterince olmayısıdır!.."(sartsız , zamanlı-zamansız, belki onceli ama sonrasız, gercek sevgileri bulmanız umidiyle...bulanlarsa zaten kaybetmez!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder