Yazar bir gün sarı saçlı, mavi gözlü, sevimli bir çocukla karşılaşır. Hayali geniş, akıllı, duygulu, konuşkan bir çocuktur bu. Adı Ali'dir. Tanışırlar. Yazar pek hoşlanır ondan. Kendi çocukluğuna benzetir onu. Bir süre konuşarak yan yana yürürler. Ali ona kısaca yaşamını, çevresini anlatır. Yazar da onun anlattıklarını geliştirip yazmaya başlar. Ali'nin babası Hüsün, annesi Gü-zel'dir. Aynı köydendirler. Hüsün askerden dönünce Güzel ile evlenir. Düğünden sonra ellerinde birer çıkınla yollara düşerler. Çalışmak için kente gitmeye karar vermişlerdir. Kente varınca bir apartımana kapıcı olurlar. Bodrumdaki bir odaya yerleşirler. Burası havasız, karanlık, pis bir yerdir. Güzel, ortalığı siler süpürür, duvarları badana eder. Yere kilim serer, ilk günler şaşkınlıkla koşturup dururlar. Gitgide işe alışırlar. Hüsün kapıcılık eder. Güzel de apartmandakilerin ev işlerini yapar. Aradan bir yıl geçer, Ali doğar. Ana babası üstüne titrerler. Ali düşe kalka büyür. Önlük giyip ilkokula gider. Başarılı bir öğrenci olur. Annesiyle babasına masallar, hikâyeler okur. Onlar da keyifle dinlerler. Gerçi işleri ağırdır, apartmandakilerin kahrını çekmek zordur, ama onlar yine de mutludurlar. Yalnızca arasıra köyün özlemiyle içlerini çekerler. Ali dördüncü sınıfa geldiğinde karşı tepelerde kurulan gecekondular gittikçe çoğalmıştır. Bir gün Ali oraları gezmeye çıkar. Gördüklerinden pek hoşlanır. Bahçeli, ağaçlı, civcivli evlere bayılır. Fırsat buldukça gidip oralarda dolaşır. Babası da bir gecekondu edinmek ister, ama geliri buna elvermez. Ali yine bir gün köyü andıran gecekondu mahallesine doğru giderken yamaçtaki ağaçlıkta Kırcallı Osman Efendi ile karşılaşır. Ondan Cinli Köşk'ü sorar. O da orada cin felan bulunmadığını, Nazlı Hanımın oturduğunu ve onun yaşlı, iyi bir insan olduğunu, güzel keman çaldığını söyler. Merakta kalan Ali köşke doğru yürür. Kapıya yanaşınca köpekler havlar. Nazlı Hanım gelip onları susturur. Gülümseyerek Ali'yi içeri alır. Elinden tutarak köşke götürür. Balkona oturtur. Çörekle çay getirir. Birlikte içer, söyleşirler. Birbirinden pek hoşlanırlar. Dost olurlar. Ali apartmana yeni taşınan Ayşe ve Aydın'la arkadaş olur. Bahçede birlikte oynarlar. Güzel, arada bir börek yapar. Sevinerek, bağırıp çağırarak yerler. Fakat babaanneleri beşinci katın balkonundan onları görür. Öfkelenip yukarı çağırır. Kapıcının oğluyla oynamalarına kızmıştır. Çocuklar korkarak, üzüntüyle ayrılırlar. Ali olup bitenlere içerler. Ayşe gibi o da büyükanneyi sevmez. Ona Karakuş adını takarlar. Ali bir gün Ayşe'ye Nazlı Hanım ile köşkünden söz eder. Evle bahçenin güzelliğini öve öve bitiremez. Ayşe meraklanır. O da orayı biran önce görmek ister. İki arkadaş birlikte gecekondulara doğru yola çıkarlar.
YAPIT HAKKINDA
Alagün Çocukları'nda içerik 'sevgi' temine dayanır, insan, çocuk ve doğa sevgisi kitabın omurgasını oluşturur, insanların birbirlerini ve doğayı sevmelerinin güzelliği dolaylı bir anlatımla dile getirilir. Bu bakımdan, romanın 'eğitici' bir yanı bulunduğu söylenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder